3 Kasım 2018 Cumartesi

PEKİ, YA SONRASI...

Öbür dünya, diğer alemler gibi birçok şekilde adlandırdığımız spritüel alem, hepimizin bu dünyada yani, fiziki alemde ömrünü tamamlayıp gittiği veya gideceği bir başka boyuttur.

Hiç düşündünüz mü, acaba bu aleme giden ruhlarımız tekamülleri için fiziki aleme tekrar döndüklerinde hangi zaman diliminde geliyorlar?
İşte bu, son zamanlarda aklımı kurcalayan, önemli sorulardan bir tanesi...

Eğer, asli zaman ile dünya zamanı farklı ise ve bugün, dün ve yarın aslında aynı ise o zaman tekamül için fiziki aleme gelen her ruh, dünya tabiri ile farklı zaman diliminde gelip gidebiliyor.

Yani ruhların tekamülünde fiziki aleme dönüş, son yaşamlarında bıraktıkları noktada değil, bambaşka bir zaman dilimi ve coğrafyada olabilir. Bu tamamen spatyomda kararlaştırılan yaşam senaryosu ile yakın alakalıdır. 
Kısaca açıklamak gerekirse; ruhun deneyimlemek istediği yeni senaryo herhangi bir zaman dilimi veya ortamda olabilir. Önemli olan ruhun deneyimlemek istediği veya yeniden imtihan olmak istediği senaryoya uygun dekoru seçmesidir. Dolayısı ile bu dekor, dünya zamanı olarak tarif ettiğimiz herhangi bir zaman akışında, yani geçmiş veya gelecek diye tabir ettiğimiz bir dönemde olabilir.

Açıklayıcı olması açısından konuyu şöyle de ele alabilir ve örnekleyebiliriz;
Hatırlarsınız, eskiden video kiralayan yerler vardı. Hepimiz buralara gider, istediğimiz filmi veya konuyu, hatta beğendiğimiz artistlerin filmini seçer ve o filmi izlerdik. 
İşte anlatmak istediğim konu tam da bunun gibi düşünülebilir. 
Şöyle ki; 
ruhumuz  spatyomda alt bilincinde yaşayacağı hesaplaşma sonrasında tekrar fiziki aleme dönmek, bir önceki yaşamında gerçekleştiremediği veya daha önce deneyimlemediği bir senaryoyu yaşamak isteyebilecektir.

İşte bu noktada ruh için neleri, nasıl, nerede, kiminle yaşamak istediğini içeren bir senaryo düzenlenecek ve bu senaryonun düzenlenmesi sırasında, spatyom alemi yazısından da hatırlayacağınız üzere görevli varlıklar ruha bu çalışmada yardımcı olacaktır. Daha başka bir ifade ile senaryosuna uygun, kendisi için yeni bir sahne dekoru hazırlanacaktır. 

Burada bir noktayı hatırlatmak gerekirse, ilahi düzen gereği dünya zamanı sürekli akmakta ve geriye çalışmamaktadır. Bu da fiziki alemin en önemli kurallarından bir tanesidir.  

Fiziki alemde madem zaman hep ileri akıyor, o halde ruh tekamül için geçmiş bir dönem senaryosunu nasıl seçebilir?
İşte, bu da bizleri çelişkide bırakan bir noktadır fakat, şunu da unutmamak gerekir ki, fiziki alem dışında zaman böyle çalışmamaktadır. Biraz önce de ifade etmeye çalıştığım gibi, fiziki alem dışında bulunan ruhun önündeki seçenekler içinde gelmiş, geçmiş veya an gibi bir kavram yoktur. O noktada sadece seçeceği senaryo ve o senaryoya ait dekor ve aktörler vardır.

Konuya böyle baktığımızda belki aklınıza şöyle bir soru gelebilir.
Peki, ruh seçeceği senaryoda daha önceki yaşam senaryosunda bir arada olduğu aktörlerle tekrar bir arada olabilir mi, veya o aktörlerle aynı dünya zamanı diliminde fakat farklı bir sahnede bulunabilir mi?
Her iki sorunun da cevabı bana göre "Evet"tir. 
Dejavu yazımdan hatırlayacağınız üzere, bazı yerleri veya kişileri daha önce görmesek bile görmüş gibi oluruz, bize bildik ve tanıdık gelir. Daha önce hiç bilmediğiniz ve görmediğiniz bir kişiyi sanki yıllardır tanırmış gibi yakınlık duyarsınız. İşte bunlar bildik ruhlardır.
Diğer bir şekil ise şöyle olmaktadır; alt bilinç hesaplaşmasında seçeceğiniz senaryo bir önceki senaryonun kısmen aynısı olabileceği gibi, aynı aktörlerle de olabilmektedir.
"Past life regression ", "Geçmiş yaşam deneyimi" anlatan kişilerde buna benzer birçok aktarım bulunmaktadır. Yani ruh, geçmiş yaşam senaryosunu, yaşadıklarından duyduğu pişmanlığı telafi etmek için yeniden deneyimlemek, tekrar etmek isteyebilir.

Aklımızdan çıkarılmaması gereken en önemli nokta, fiziki alemdeki zaman ile asli zaman arasındaki farklılıktır. Belki bu kavramın anlaşılması, yazı başlığı olan "Peki ya sonrası.." için de bir ip ucu olacaktır.

Fiziki alemde bize uzun gelen aylar, yıllarla ifade edilen zaman kavramı diğer alemlerde bir an bile değildir...
İşte bu da, bizlerin zaman kavramı gerçeğini anlamamızda zorluk yaratmaktadır. Bu zorluğu aşabilmek ve anlayabilmek için alışkın olduğumuz düşünce kalıpları dışına çıkmamız gerekmektedir. Bunun da bir tek yolu vardır ki, o da algılarımızın açılması ile mümkün olmaktadır.