23 Eylül 2018 Pazar

BİRAZ GAYRET...

Şöyle bir gözünüzü kapatıp düşünün, kaç kişi yaşadığı fiziki alemde ilahi düzenin farkında ve kaç kişi bu farkındalığa rağmen yaşam senaryosunu ona göre değerlendiriyor?
Belki şöyle de sorabiliriz; 
İlahi düzenin farkında olup da, yaşam senaryomuzu değiştirebiliyor muyuz?

Öncelikle fiziki alemde ilahi düzenin varlığı konusunda hiç bir fikir sahibi olmayan, bunu baştan reddeden ve materyal dünyanın esiri olmuş insanları bir kenara bırakalım. Zaten düşüncesi bu yönde olan ve yaşamını tamamen fiziki alemin materyal yönü ile değerlendirenlerin konuya bakış açısı, ruhsal derinlikleri ve yaşam felsefelerinin, anlatmaya çalışacağım konu ile alakasının olmasını beklemek çok da doğru olmaz.

Benim esas anlatmaya çalışacağım konu ilahi düzenin farkında olup, farklı davranan insanlar olacak. Şöyle ki; bulunduğumuz fiziki alemde, sahnedeki oyuncular yani bizler, farklı farklı resimler, sahneler oluşturuyoruz ve yaşam dediğimiz karmaşa ile kaos da biraz bundan kaynaklanıyor. 
Aksi takdirde bu çeşitlilik olmasa, çatışmalar, zıtlıklar yaşanmasa fiziki alem denen tiyatro sahnesi nasıl oluşurdu?

Gelin ne demek istediğimi şöyle biraz daha açalım.
Ruhsal tekamül denen kavramın kapsamı çok geniş ve netice olarak ulaşılacak noktaya gelebilmek, kamil insan denen mertebeye ulaşabilmek için, hem verilecek imtihan sayısı çok fazla, hem de yol çok uzun. Bu biraz da engelleri hiç tükenmeyen uzun bir yol gibi... Tabii ki bu uzun ve engebeli yol şevkimizi kırmamalı,  "topal karınca" misalinde olduğu gibi bu yolda azimle ilerlemeliyiz.
Dolayısı ile hangi ruhsal seviyede olursak olalım, daima bir üst seviye, bir üst basamak, bir üst mertebe olacak, dolayısı ile bir sürü imtihan, bir sürü engel de... ta ki, tekamül tamamlanıncaya, tekliğe ve hiçliğe erişene kadar.

Ruhsal dünyası belli olgunlukta ve gelişmişlikte olan insanlar yaşamı bulundukları ruhsal seviye çerçevesinde algılar ve eriştikleri nokta itibarı ile tekamül etmeye devam ederler. 
Hiçbirimiz bu aleme adım atarken aynı ruhsal seviye veya aynı yaşam senaryosu ile gelmiyoruz. Hepimizin imtihanı ve dünyaya geldiği ruhsal seviye farklı. 
Peki, bu farklılık diğerine göre ruhsal tekamül seviyesi önde olana, hep önde olma veya önde kalma şansı verir mi? 
Cevap hayır... 

Şöyle düşünelim; bir okul düşünün ve okulun sınıfları var. Ancak bir sınıftan üst bir sınıfa geçebilmek için, o sınıfın derslerini çalışıp vermeniz, imtihanı geçmeniz gerekir. Tıpkı yaşamda olduğu gibi... 

Geldiğimiz dünyada oynanacak senaryomuzu iyi oynayabilir, gereken dersleri alabilir, neden, niçin bu alemde bulunduğumuzu iyi algılar ve tabii ki bir de bir üst sınıfa gitmek istersek, ancak o zaman tekamül gösterebiliriz.
Dolayısı ile bu şartları sağlayamayan birisinin, yani tekamül etmek için gereken çabayı göstermeyen birisinin bulunduğu tekamül seviyesinin üstüne çıkmasını beklemek doğru olmaz. 
Aslında söylemek istediğim şey şu; siz eğer tekamül etmenin ne olduğunu algılamaya başlamış, dünya dediğimiz fiziki sahnede oyunun nasıl oynandığını kavrayabilmiş seniz, inanın işler çok kolaylaşır.
Önünüzdeki yokuş yukarı, engellerle dolu imtihan asla bitmez ama algılarınız açılmış, dünyaya başka bir gözle bakar olmuşsunuzdur. Artık yavaş, yavaş çevrenizden farklı düşünmeye, olayları kendinizi kaptırmadan farklı tahlil etmeye, geleceğe ve yaşanacaklara dair farklı bir bakış açısına sahip olmaya başlamışsınızdır. Bu aslında sizin yaşam senaryonuzun yavaş yavaş değiştiğinin işareti, bir geçiş dönemidir. 
Bulunduğunuz ortamdan farklı bir ortama geçiş, eski çevrenizden kopmalar, yeni insanlarla tanışmak, yeni olaylara ilgi duymak... İşte bütün bu işaretler bir kavşakta bulunduğunuz ve gideceğiniz yaşam yolunun değiştiğinin en bariz işaretleridir. Artık yeni bir yola girersiniz; yeni bir yaşam, yeni bir yaşam çevresi, yeni arkadaşlar, yeni dostluklar, yeni ilgi alanları... 
Şunu da unutmamak gerekir, insan denen varlık yaşamında dönem dönem bu yol ayırımlarına gelir ve kendine yeni rota seçer. Bu seçilen rota aslında yeni bir tekamül seviyesi, yeni bir yaşam imtihanıdır ve her yeni yol ayırımı, her yeni kavşak bize farklı bir bakış açısı katar ve her seferinde dünyayı daha başka görmemize neden olur. 
Bu bilmediğimiz ve sis bulutları arkasında belirsizliklerle dolu geleceğin önündeki sis bulutlarının yavaş yavaş dağılması gibidir. Yeni bakış açınızla, artık sis bulutlarının arkasındaki görüntü ve olaylar yavaş yavaş netleşmeye başlamıştır. Bu tıpkı sabah uyandıktan sonra buğulu gözlerle gördüğümüz dünyanın bir müddet sonra netleşmesi, aydınlanması gibidir. 
Bunu sağlayan tek şey tekamül seviyeniz, ruhunuzun kat ettiği mesafenin size kattıkları dır.
Artık kendinize daha önce hiç sormadığınız soruları sorabilirsiniz. Sorulara bulduğunuz cevaplar sizi farklılaştırabilir, o ana kadar bulunduğunuz sosyal çevre size yetmeyebilir. Yıllarca yanınızda olan insanları birden anlamamaya başlayabilir, onlarca yıl yaşananların neden, niçin yaşandığını sorgulayabilirsiniz. 

İşte bu sorular sonunda bulacağınız cevaplar, sizi yalnızlığa itebilir ve eski çevrenizden uzaklaştırabilir. Bundan çekinmeyin...
Artık bir farkındalık dönemidir hissettikleriniz ve yaşadıklarınız.
Artık, yaşam denen şeyin aslında bir algı olduğunu hissetmeye başlarsınız. Bu his tekamüldeki en önemli dönüm noktasıdır ve sizin için bundan sonrası biraz daha kolaylaşmıştır.
Bir örnek verecek olursak, yaşam denen size verilmiş zamanın ne kadar olduğunu ilahi düzen gereği hiçbirimiz bilmiyoruz. Farkındalık sayesinde yokuş yukarı tırmanma döneminin sonuna gelinmiş, engelli ve dik yaşam yokuşunda artık tepeye yaklaşmışsınızdır. 
Peki bundan sonra ne olacak?
Bundan sonra önünüzde yokuş aşağı giden bir yol olacaktır. Ancak sanmayın ki önünüze çıkan hiç engel olmayacak. Hayır, yaşamın sonuna kadar engeller bitmeyecek ama bir farkla... Artık siz yokuş aşağı giden bir arabanın kazandığı ivme ile önüne gelen engelleri rahatça aşması gibi, engelleri aşarak yaşam senaryonuzun sonuna doğru yol alacaksınız. 
Burada çok önemli bir his doğar insanın içine, daha tevekkül, daha olgun, daha toleranslı ve hoş görülü olursunuz. Artık insanlar sizi maniple edemez, yani sözleri ve davranışları ile yönetemezler. 
Artık bir ressamın tuvalini alıp istediği resmi çizmesi gibi, siz de tuval elinizde, geleceğinizi istediğiniz şekilde oluşturabileceğinizi hissetmeye başlarsınız.
İşte budur tekamül yolunda elde edeceğiniz ödül. Bu his size bir dinginlik kazandırır, daha sakin olmayı öğrenirsiniz. Bu sakinlik neticesinde başkaları için çok karmaşık olan yaşam, sizin için çok daha basit olmaya başlar. Bu basitleşme bilir misiniz ki aslında kendinizle tanışma, kendinizle barışma, kendinizi tanıma dönemidir. 
Aslında aradığınız kendinizi bulmuşsunuzdur. Ne istediğinizi, yaşam senaryonuzdan ne beklediğinizi anlamaya başlamış ve bunun verdiği rahatlıkla kendinize güveniniz artmıştır. Bu güven size yaşam senaryonuzu nasıl oynayacağınız hakkında birçok ipucu verecektir. 

Sizin tek yapmanız bu ipuçlarını takip etmektir. Eriştiğiniz tekamül seviyesi size müthiş bir güç, bir hediye sunacaktır. 
Bu güç geldiğiniz nokta itibariyle geleceği yönlendirme, bir yerde geleceği şekillendirme gücüdür. Bu güç açıkçası kaderinizi tayin etme gücüdür.  

Kaderinizi şekillendirmek artık sizin elinizdedir, sadece bunun için çaba göstermeniz gerekmektedir. Bunun için tek yapmanız gereken yola çıkmaktır, onun için siz sadece yola çıkın... 
Bakın göreceksiniz önünüzdeki zorlu engeller bir bir basitleşecek, engelleri geçmek bir oyun haline gelecek. 
Nerede ise zorluk dediğiniz şey bir eğlence olacaktır...