1 Eylül 2017 Cuma

BEDEN DIŞI DENEYİM TEKNİKLERİ

Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, Astral seyahat veya beden dışı deneyim, adına ne dersek diyelim, bu fenomen hepimizin öğrenebileceği ve uygulayabileceği bir çalışmadır.

Bu güne kadar, konu bilim insanının da ilgi alanına girmiş ve birçok çalışma yanında araştırmalar da yapılmıştır.

Bütün bu çalışmalar ve araştırmalar içinde konuyu en iyi özetleyen çalışma; ICA, International Academy of Consciousness' in yaptığı çalışmalar olup, bu yazımda bahse konu çalışmalardan ipucu niteliğindeki bazı bölümleri sizlerle paylaşmaya çalışacağım.

Beden dışı deneyimi çözebilmek için, öncelikle fiziki beden dışında başka başka bedenlerin olduğunu, ve her ne kadar farklı olsalar da, bunların ilahi düzen içinde birbirleriyle ilintili olduğunu anlamamız ve de bunu tamamen kabullenmemiz gerekmektedir.
Bu kabullenme sonrasında yapılacak olan, ruhun bedenden ayrılmasının nasıl sağlanacağını anlamak yanında, bunu algılamaya da hazır olmaktır.

Bu deneyimi hiç yaşamamış olanlar ve yeni başlayanlar için ilk yapılması gereken, fiziksel bedeninizin enerji bedeninizi serbest bırakması, yani enerji bedeninizin rahatça serbest kalması gerekmektedir.

(Varlığın fiziksel vücudunu çevrelen bir manyetik alan vardır ve buna enerji bedeni denir. Enerji bedeni dediğimiz şey tüm duygularımızı ortaya koyan bir araçtır. Enerji bedenimiz sürekli titreşim halinde olup, evrenle iletişim halindedir. Burada çok önemli bir noktayı hatırlatmakda fayda vardır ki; o da enerji bedeni veya astral beden dediğimiz şeyler kesinlikle ruh diye tabir ettiğimiz kavramla aynı değildir. Ruh varoluşundaki özellik ve özünde taşıdığı ilâhî kudret nedeniyle doğrudan doğruya maddeyle temas edemez. Bunun için madde ile ruhun enerjisi arasında başka aracılar, aracı bedenler bulunmaktadır ki, bunları fiziksel beden ve Enerji, Astral, Zihinsel bedenler, Ruhsal Vücut ve son nokta olarak İlahi Kıvılcım olarak adlandırabiliriz.
Aslında bütün bu farklılıklar enerjinin titreşim frekanslarının farkından kaynaklanmaktadır. Ruhun sahip olduğu titreşim doğrudan fiziki bedenle irtibat kuramaz, bunun ana sebebi fiziki bedenin bu titreşimi algılaması ve buna dayanması fiziki olarak mümkün değildir. Çok verilen bir örnekten yola çıkarsak; elektrik santrallerinden çıkan yüksek enerjiyi evlerde neden kullanamıyorsak, işte ruh da doğrudan bedenle temas kuramaz. Santralden çıkan 300000-400000 voltluk enerji evlere 230 volta inerek geliyor ve yol boyu indirici merkezlerde voltaj düşürülüyor. Ruhun titreşiminin fiziki bedende algılanması da tıpkı böyledir. Yukarıda bahsettiğim beden türleri tıpkı enerji santrallerindeki indirici trafo merkezleri gibidir. İşte ruhun fiziki bedenle irtibatını sağlayan farklı titreşimde ince süptil maddeden meydana gelen ara bedenlere gerek vardır. Özetlemek gerekirse, insan denen varlık çeşitli enerji bedenlerinden müteşekkil bir varlıklar bütünüdür. Dolayısı ile, ruhtan fiziki bedene doğru uzanan bir titreşim bandı ve bunların arasında uyumlu bir geçiş vardır. Bu geçişlerin uyumlu olması bütününde sağlıklı huzurlu ve mutlu yaşanacak hayatın anahtarıdır)

Fiziksel bedenin rahatlamasının yanı sıra, enerji bedeninizin de eşdeğer rahatlamasını sağlamalısınız. Bunu kolaylaştıran şeylerden birisi bedenin enerji alış veriş kapısı diye tarif edilen şakralarınızdır.
Şakraların açık olması enerji bedeninizin de bir o kadar kolay rahatlatılabilmesi demektir. Şakralarınızı nasıl açabileceğinizi bilmek, enerjilerin bedene daha iyi dağılmasını sağlamak açısından bu süreçte son derece yardımcı olacaktır. Bu konuda en büyük yardım sizin kendiniz için geliştireceğiniz meditasyon teknikleri olabilir. 

(Meditasyon deyince insanların aklına sadece yoga veya benzer şeyler geliyor. Ancak bu son derece yanlış bir düşüncedir. Kimisi için yürümek, kimisi için yüzmek, kimisi için yazmak bir meditasyon aracı olabilir, kısacası herkes kendi modelini geliştirebilir)

İdeal olan enerji bedeninizin genişleyip, fiziksel bedeni aşar bir halde olmasıdır. Zira, enerji bedeniniz fiziksel bedenimiz ile astral bedenimiz arasındaki bağlayıcı, hatta bir yapıştırıcı gibidir. Dolayısı ile, genişlemiş bir enerji bedeni, beden dışı deneyim yaşamak için oldukça iyi katkı sağlar.
Aslında bu genişlemeyi sağlayacak olan şey tamamen frekansın yükselmesi, yukarıdaki açıklamadan da yola çıkacağımız gibi bir üst banda geçmesi demektir.

Ancak, şakraların kapalı olması beden dışı deneyim için bir engel teşkil etmez, sadece çalışmalarınızı daha yoğunlaştırmanızı gerektirir. Enerji bedeninizdeki engellenmiş enerji bölgeleri astral vücudunuzu fiziksel vücuda yapıştırabilir, bu yüzden fiziksel bedenden ayrılmasını zorlaştırabilir.
İşte şakralar, bu noktada yardımcı olur, şakraları açık birisi için bunu yaşamak çok daha kolay olur.

Tabii ki, bütün bu çalışmalar sırasında nihai hedef veya ulaşılacak üst noktanın lüsid olma hali olacağını unutmamak gerekir. Lüsid halde iken fiziksel bedenimiz uyku halinde, bilincimiz ise uyanık ve açık haldedir. Fiziksel bedenimiz uyanık olduğunda çevremizde olan biten her şeyi beş duyumuz ile nasıl kavrıyorsak, lüsid halde de aynı şekilde kavrar ve farkında oluruz.

Unutmamak gerekir ki, beden dışı deneyim haline ulaşmak kişiden kişiye değişen bir şeydir. Burada anlaşılması gereken en önemli püf noktası, fiziksel bedenimizi uyuturken, bilinci açık tutma halidir. Yani, tüm konsantrasyonumuzu bedenimizi uyutup, bilinci açık tutmaya odaklamalıyız.

Astral bedenden, yani beden dışı deneyimden fiziki bedene dönüş sırasında astral bedende deneyimlediklerinizi hatırlamaya gayret etmeli ve bu tekniği geliştirmelisiniz. Neleri hatırlayıp hatırlamadığınızı kendinize sormalısınız.
Beden dışındayken, deneyimlediğiniz hiçbir şey fiziksel beyinde algılanmaz ve kayıt edilmez, gördükleriniz ve yaşadıklarınız astral bedendeki parabeyinde kaydedilir ve tutulur.
Bu yaşananları hatırlayabilmek için, fiziksel bedene dönüş aşamasında parabeyinde bulunan kayıtların fiziki beyine aktarılması gerekir.
Ancak bu surette fiziksel bedeninize geri döndüğünüzde yaşananları hatırlayabilirsiniz.

"Geri çağırma" diye adlandıracağımız bu sürecin özü budur. Onun için fiziksel bedene dönerken yaşananları hatırlama alıştırmaları son derece önemlidir. Zira fiziksel beyine aktarılmayan tüm bilgi bedene dönüş sürecinin hemen akabinde, çok kısa sürede hatta saniyeler içinde unutulur. Onun için baş ucunuzda bir günlük tutup, uyanır uyanmaz hatırladıklarınızı not etme alışkanlığı son derece yararlı olacaktır.

Geri çağırmaya yardımcı olmak için beden dışı deneyim çalışması yapmadan önce uygulayabileceğiniz basit bir teknik vardır ki, bu da tıpkı not alma alışkanlığı gibi son derece faydalı olacaktır.

Bu geri çağırma tekniği bir cümleyi birkaç kez tekrarlamayı içerir. Bunu ne kadar çok tekrarlarsanız o kadar hızlı netice alırsınız. Ayrıca, bunu fiziksel gevşeme sonrasında ve yüksek sesle söylerseniz çok daha faydalı olacaktır..
Söyleyip tekrar edeceğiniz cümle son derece basit olup aslında beyni kodlamaktan başka bir şey değil. "Vücudumdan çıkacağım ve geri döndüğümde her şeyi hatırlayacağım" gibi bir cümle bu devrede son derece yararlı olacaktır.

Ancak, burada da dikkat edilmesi gereken bir husus vardır ki, o da bu cümleyi söylerken enerji dolu bir sesle ve kendinize güven vererek kararlı bir şekilde tekrar etmenizdir.

Tekniğinizi geliştirmek için yapabileceğiniz başka bir çalışma da beden dışı deneyim sırasında gördüğünüz insanların ve yerlerin adlarını tekrarlamaya çalışabilir ve uyandığınızda o isimleri hatırlayacağınızı söyleyebilirsiniz.

Kendi kararınıza göre fiziksel bedene geri gelmek, yani daha kontrollü bir yeniden bağlanma-yani sürecin kontrol altında olması- yaşanan tecrübenin ve bilginin fiziksel beyne genel aktarımına yardımcı olur.
Burada göz önünde bulunması gereken nokta uyanma sürecinin aniden değil, yavaş ve yumuşak bir geçişle olmasını sağlamaktır. Bütün bunları hayata geçirmek ve pratik yaparak geliştirebilmek mümkündür.

Yukarıda saydığım yöntemlerden birini seçebilir, ya da hepsini aynı anda uygulamaya başlayabilirsiniz. Uyguladıkça, pratiğiniz artacak ve lüsid rüyaların tohumlarını attığınıza şahit olacaksanız…
En zor olan farkında olarak ilk lüsid rüya deneyimini yaşamaktır, bir defa başardıktan sonra diğerlerini çok daha kolay gerçekleştirebilirsiniz.
Eğer bir örnekle açıklamak gerekirse, deneyim bisiklete binmeye benzer, bir kez öğrendiğinizde ondan sonrası çok kolaydır.

Yapılan araştırmalar bilinçli olarak beden dışı deneyim tekniğini uygulayan kişilerin genellikle 1-4 hafta arasında bunu başarabildiklerini göstermektedir.

Çok nadir olarak, beden dışı deneyim sırasında fiziki beden uyanır ve astral beden henüz fiziki bedenle tam olarak birleşmez, yani geri dönüşte bir senkronizasyon bozukluğu olur, fiziki beden bir süre paralize olur.
Bu tür bir durum yaşandığında tek yapılması gereken sakin olmakla birlikte, bunun geçici bir şey olduğunu düşünmek ve bilmektir.

Beden Dışı Deneyim dediğimiz fenomen, bilincin belli bir süre fiziki bedenden ayrılması ve tekrar bedene geri dönüşüdür. Bu deneyimi yaşayabilenler kendilerini bedenden ayrı hissederler. Bulundukları hal süptil bir hal olduğu için düşüncelerini kontrol ederek ve yönlendirerek mekan değiştirebilir, hatta bu tekniği iyice geliştirebilirlerse düşündükleri mekan ve olayların içinde olabilirler.

Sonuç olarak, kendimizi anlamamız, keşfetmemiz, insan olarak neler yapabileceğimizi görmemiz önemlidir.

Spiritüel alem bir sonsuzluk denizi ve biz insan denen varlık bu sonsuzlukta henüz bir hiçiz.
Daha öğrenecek çok ama çok şey, kat edilecek çok yol var...

Ancak burada ironik olan bir şey var, aradığımız veya varmaya çalıştığımız nokta da hiçlik değil mi?