19 Mayıs 2017 Cuma

DUA ......

Dua ...
Hangi dil,din, ırktan olursa olsun; inanma, isteme, dayanma
ve sığınma ihtiyacı içersindeki insanı, tartışılmaz kudret sahibi yüce yaradana bağlayan, manevi bir duygu, bir bağdır.

Dua, esas itibariyle ibadetin özüdür. 
İnsanın, bedeni ve fiziksel ihtiyaçları gibi, ruhen de dua etmeye, yaradana yalvarıp, yakarmaya ihtiyacı vardır. Maddi dünya şartlarında insan denen varlık acizdir, istediği herşeye erişmesi mümkün değildir. Geleceğini bilemez, çünkü maddi dünyadaki oyunun kuralları, geleceğin bilinmemesi üzerine kurgulanmıştır. Bunu bilen insan, başına gelebilecek kötü şeyler karşısında yaradana ihtiyaç duyar.

Bu ihtiyaç aslında insanın doğasında, yaradılışında, yani fıtratında olan bir duygudur. Geleceğini bilmeyen ve bunun iyi olmasını isteyen insan dua eder. Bu durum yazımın başında ifade ettiğim gibi, her hangi bir din veya inanca bağlı değildir. 
Zira, esas olan insanin fıtratında yani, doğuştan içinde kodlanmış olan tapınma ve tanrı inancından kaynaklanmaktadır. 
Madem bir tanrı, bir yaradan vardır, işte bu noktada insan, yaradana değişik vesilelerle sığınır, ondan yardım diler. Onun rahmetinden faydalanmak ve hazinesinde bulunan tüm iyi şeylere sahip olmak ister.

Aslında, duanın özünde bir acz, bir teslimiyet vardır, yalvarma vardır. Dua; insan denen varlık için bir huzur ve ümit menbağıdır. Aynı zamanda, doğru yapıldığında tüm maddi ve manevi dertler için şifadır. Bütün inanç sistemlerinin ve semavi dinlerin temelinde dua önemli bir olgudur. Keza, inanç sistemleri ve kadim bilgide verilen mesajların tamamında, yaradanın insana çok yakın olduğu, yapılan duaları kabul edeceği müjdelenmektedir.
Dolayısı ile, arzularımızın gerçekleşmesi, sıkıntı ve dertlerimizin bitmesi için önce üzerimize düşen yapmalı, sonra da Allah’a dua etmeliyiz. 

İşte, bu noktada üzerimize düşen ve yapılması gerekenler nelerdir?


Dua, bizlere şah damarımızdan daha yakın olan "Yaradan" ile doğrudan irtibat kurduğumuz en kısa ve kestirme yoldur.


Hatırlanacağı üzere, geçmiş yazılarımda tekamül yolunda en önemli şeyin “Kendini Tanımak” olduğunu belirtmiştim. 
İşte, dua ederken de yine en önemli nokta, kendini tanımak. 

Eğer, bu maddi aleme tekamül için geldiysek, önemli olan bu sınavı başarıyla geçmek değil mi? İşte bu noktada bizim yapmamız gereken öncelikle neye dua edeceğimizi iyi bilmek. Zira amacımız sınavdan başarıyla çıkmak ise, sınavın ne olduğunu bilmek işin ilk adımı... bunu bildiğimiz takdirde imtihan sorularımız için cevap ister, onlar için yaradana dua ederiz. Çünkü, bazen istediğimiz şey aslında bizim için hiç de iyi olmayan sonuçlar doğurabilir.
Onun icin eskilerin çok güzel bir deyişi vardır ve bu durumu cok iyi özetler… “Her ne isterseniz, hayırlısını isteyin” işte burada verilmek istenen mesaj, isteyeceğimiz şeyin bizim yaşam senaryomuza uygun olmasıdır.

Peki bunu nasıl bilebiliriz? İşte bu noktada kendini tanıyan, ne isteyecegini bilen insanlar son derece şanslıdırlar.


Bu açıklamadan sonra dua ederken izlememiz gereken yolu sizlerle paylaşmak isterim:

1- Öncelikle dua bir ibadettir, bir meditasyondur. Yaradan ile dogrudan irtibattir. Dolayisi ile kesinlikle aracı kullanılmaz.
Dua mümkünse sessizce, sukunetle ve bireysel olarak yapılmalıdır. Dua ibadetin zirvesidir, Yüce Allah ile iletişimi dolaylı değil, direk kurmalıyız.

2- Hiçbir mekana, yere bağlı değildir. Belli bir zamanı yoktur. Tek yapılmasi gereken sükunetle, kendimizle baş başa kalıp, bizim için hayırlı olan şeylerin istenmesidir.

3- Dua sırasında korku ile ümit psikolojisi birarada olmalıdır, yalnız başına ümit veya korku ile yapılacak dualar istenen neticeyi vermez.

4- Dualarımız bizim dile getirdiğimiz şekilde olmalıdır, samimi ve içimizden geldiğince. Zira dua, esas itibariyle bir ruhsal iletişimdir. Bu nedenle insan Yaradanı ile kendi diliyle, içinden geldiği gibi konuşmalıdır. 
Dolayısıile başkalarının okuduğu ve anlamadığımız metinlere veya dualara amin demek yerine, içinizden geldiği gibi dua etmeniz en makbul ve geçerli olanıdır.

5- Yaradan ile iletişimde olan biz olmalıyız, aracı her kim olursa olsun, hicbir sekilde bulunmamalidir.

6- Dua ederken,  duamızın gerçekleşmesi icin aceleci olmamalıyız, sabirla beklemeliyiz. Unutmayalım ki, ilahi düzene aykırı olmayan her dua gerçekleşebilir.

7- Eğer, duamız ile bütünleşebilmişsek, duamız istek ve şartlarda uygun ise,duamızın kabul olacağını bilmeliyiz. Dua etmeye devam etmekte ısrarcı olmalıyız.

8- Ettiğimiz dua kendimiz ve çevremiz içinde hayırlı şeyler içermelidir. Başkalarının kötülüğünü isteyen, şer içeren dualar olmamalıdır.

9- Dua sırf kendimiz için olmamalı, kendimiz için istediğimiz şeyi başkaları içinde isteme şeklinde olmalıdır.

10- Kısacası, dua ederken isteklerimizi net ve çelişki yaratmadan istemeliyiz. Neticede unutulmamalıdır ki, ilahi düzende insan denen varlığın bazı şeyleri istediği gibi şekillendirebilmesi, hatta kaderini bile yönlendirebilmesi mümkündür 
(Bu konudanönceki yazılarımda bahsetmistim)

Yapmamız gereken isteklerimizi net ve anlaşılır şekilde ifade etmektir. İsteklerimizi tarif ederken açık bir şekilde ve belli detaylar vererek yapmamız gerekir. 

Dua ile yaptığımız bu istekleri ilahi düzene bir tarif vermek, ne istediğimizin reçetesini yazmak gibi de değerlendirebiliriz. 

İstedikleriniz açık ve net olmazsa nasıl gerçekleşmelerini bekleyebilirsiniz? Daha biz ne istedigimizi tam olarak bilemezsek, ilahi dùzenden ne bekleyebiliriz?

Bir başka önemli şey de genelde hepimizin yaptığı çok önemli bir yanlış... Çoğunlukla dua ederken negatif şeylerden bahsedip, onların olmaması için dua ederiz

Mesela: “Allahım beni kötülerden koru, beni zor durumda bırakma, bana kötü günler yaşatma, sahip olduklarımı kaybettirme gibi... kısacası, olumsuzluk içeren daha yüzlerce örnek verebilirim…

Bu tür dualar yerine sürekli pozitif duygular ve düşünceler içeren ifadeler kullanmalıyız.

Mesela: “Allahım bana güzel günler göster, hazinendeki zenginlikten bana da nasip et, güzel bir hayat ver, mutlu ve huzurlu olmama yardım et” gibi…

Netice olarak özetleyecek olursak…

Dua hayatımızın en önemli olgularından biridir. Doğru kullanılabilirse son derece güzel neticeler yaratabilir. Ama, doğru ve usulünde yapılmaz, bu çok basit kurallar göz ardı edilirse hayatımızı karmaşaya da götürebilir…

Yüce yaradan hepimize güzellikler bahşetsin, tekamülümüz yolunda algılarımızı açarak büyük resmi görmemize yardım etsin...