KADERİMİZİ DEĞİŞTİREBİLİR MİYİZ?
Evet, bir önceki yazımda kader konusundan bahsederken, aslında kaderimizi bir noktadan sonra yönlendirebileceğimizi anlatmaya çalışmıştım.
Sanırım, hepimizin merak ettiği, hayatında çok önemli bir yer tutan bu konuyu biraz daha inceleyerek, belki de bundan sonra yaşantımızı istediğimiz gibi yönlendirmek mümkün olacaktır.
Bir başka ifade ile gelecekte ne istiyorsak, onu yaşayabilmek yolunda adım atmayı öğrenebileceğiz.
Yaşam senaryomuzun, maddi dünyaya gelmeden bizim de içinde bulunduğumuz bir çalışma ile belirlendiği konusunda, geçmiş yazılarda birçok kere bahsetmiştim.
Şunu unutmayalım ki, evrende hiçbir şey plansız değildir. Geçmişte yaşadığımız hiçbir şey tesadüfen veya rastgele olmamıştır. Olan ve yaşanan her ne ise seçimlerimiz ile oluştu. Gelecekte de aynen öyle olacağı gün gibi aşikar. Olaylarla karşılaşacağız ve seçimlerimize göre kaderimiz şekillenecek.
Bugün insanlığın geldiği bilinç seviyesi edilgen bir yapıdan, bir başka ifade ile teslimiyet halinden kurtulmuş, artık farklı bir boyuta geçmiştir. İnsanlığın bilgi ve bilinç seviyesi geçmişle mukayese edilmeyecek kadar gelişmiş, algıları açılmıştır.
İnsanlık; yavaş, yavaş farklı dünyaların kapısını açmanın eşiğindedir. Zira insanlığın tamamında az veya çok, öbür dünya sorgusu her geçen gün artmakta, bir farkındalık, merak, araştırma duygusu kendiliğinden gelişmektedir.
Algı açılması denen şey kendi kendini besleyen bir sistem içinde gelişir ve insanı daha çok bilinmeyeni sorgulamaya yönlendirir. Her bir sorgulama ve araştırma önümüze yeni bir resim koyar. Aslında, bu yeni dediğimiz resim var olan bir şeydir, o hep vardır, sadece biz onu yeni fark edip, varlığını yeni anlamış ve algılayabilmişizdir.
Bu dünya senaryomuzun veya yaşam planımızın bir amacı var, o da geçmiş yaşamımızda başaramadıklarımızı bu yaşamda başarabilmek. Geçmiş yaşamımızda görüp algılayamadıklarımızı anlamak, dersler çıkarmak.
Peki, yine başaramadığımızda “Kaderim buymuş” demenin bir manası olabilir mi? Yaşamımızı incelerken geçmişe bakıp, yaşadıklarımıza değil, yaşananlara verdiğimiz refleks ve karşılıklara bakmamız gerekir. Olayların tekrarında daha önce verdiğimiz davranışlardan farklı bir davranış sergilediğimizde başka bir neticeyle karşılaşacağımızı bilmemiz gerekir.
Bu öğrenmemiz gereken en önemli şeylerden birisidir.
İsra suresi 13. Ayette “ Biz her insanın kaderini, kendi çabasına bağIı kıldık” diyen Kuran, bu konuda insanın kaderinin kendisi tarafından yönlendirildiğini söylemektedir."
Kendi geleceğimizi kendimiz hazırlar, sonra da kader deriz.”
Demek ki; yaşam denen oyun senaryomuzda, yaşadığımız olaylar karşısında verdiğimiz tepkilerden bizi netice olarak memnun etmeyenler varsa, bunları gözleyip değiştirmemiz gerekir. İşte bu tekamülün başlangıcı, tekamül farkındalığıdır.
Çoğunlukla bizim için kötü denecek olayları yaşadıktan sonra şikayet ederiz, "şöyle oldu" , "böyle oldu" gibi bir çok bahane öne sürer, memnuniyetsizliğimizi, mutsuzluğumuzu dile getiririz.
Dışarıdan birileri bizi ikaz edip “ şöyle yapsaydın, şöyle davransaydın” dediğinde cevap hemen, hemen hep aynıdır;
“Ben buyum, değişemem, karakterim bu” der, işin kolayına kaçarız.
Başkalarına kolayca verdiğimiz aklı, bir türlü kendimize kullanamayız.
Peki, bunları bilip de yapamamak neden?
Cevap basit, insan denen varlık değişmesi zor bir varlıktır.
Hele ki; işin içinde kendisi ile yüzleşmek varsa bu daha da zor bir hal alır.
Demek ki, kaderi yönlendirmede veya kaderini yaratmada anahtar kelime kendini tanımaktan geçiyor. Zira, kendini tanıyan insan yaşamdan ne istediğini iyi bilir ve yaşamda geleceğe dönük her kararda, seçimlerini ona göre yapar.
Kendisini mutlu eden şeyin ne olduğunu bilen insan hedefe kısa yoldan ulaşır. Tek yapılması gereken kafamızı kumdan çıkarıp büyük resmi anlamaya, evreni anlamaya gayret etmek.
Daha doğrusu, kendimizi iyi tanımak ve evrenle barışık olmak.
Bu zorlu ve zahmetli bir yolculuk ama başarılmaz değil, tek yapılması gereken biraz gayret……..
Her şey bizim irademizde ve elimizde……
Haydi kendini tanımaya bir adım at, ne aradığını ve istediğini bul ve kaderini yarat....
