UZUN İNCE BİR YOLDAYIM ...
Sıkça konuştuğumuz şeydir ruhsal tekamül ve son günlerde nerede ise herkesin gündemindedir.
Kişisel gelişim, ruhsal dünya, diğer alemler ve benzer başlıklar altında yazılan, çizilen onlarca yazının aslında ana konusudur, tekamül dediğimiz kavram.
Hepimiz tekamül kelimesinin anlamını bilmekle birlikte, tam olarak ne ifade ettiği konusunda zaman zaman çelişkiler yaşamaktayız. Yaşanan çelişki fiziki alemle, ruhsal alemin birbiri ile karıştırılmasından başka bir şey değildir.
Ruhsal dünyada kat edilen mesafe tekamül iken, fiziki alemde yaşanan değişim kısaca gelişim olarak adlandırılır.
Ruhsal yolculuk dediğimiz şey tam olarak ruhsal seviyemizin yükseltilmesidir.Temelde en büyük sorun, iki kelimenin manasının veya kavramların tam olarak tarif edilmemesinden veya
kavramların yanlış kullanılmasından kaynaklanmaktadır.
Maalesef bu ve buna benzer kavram kargaşaları ile günlük yaşamımızda sıkça karşılaşıyoruz.
Benim üzerinde durmak istediğim konu, ruhsal tekamül ve tekamül için yapılan uzun yolculuk.
İşte konu başlığını özellikle "Uzun ince bir yol" diye seçtim.
Büyük halk ozanı Veysel, bakın nasıl ifade etmiş;
Uzun ince bir yoldayım
Gidiyorum gündüz gece
Bilmiyorum ne haldeyim
Gidiyorum gündüz gece
Dünyaya geldiğim anda
Yürüdüm aynı zamanda
İki kapılı bir handa
Gidiyorum gündüz gece
Kırk dokuz yıl bu yollarda
Ovalarda dağlarda çöllerde
Düşmüşüm gurbet ellerde
Gidiyorum gündüz gece
Şaşar Veysel iş bu hale
Kah ağlaya kah güle
Yetişmek için MENZİLE
Gidiyorum gündüz gece...
Dizelerinde ne güzel tarif etmiş büyük ozan.... fiziki alemle ruhsal dünyayı, ölümle yaşamı, bu aleme geliş sebebimizi ve nereye ulaşmaya çalıştığımızı...., kısa ama mükemmel bir özet.
Ruhsal tekamül uzun, ince ve meşakkatli bir yol.
Bu dünyada var oluş sebebimiz; fiziki alemde tüm duyguları ve gelgitleri yaşarken buradan çıkaracağımız derslerde gizli.
Galiba işin özü de burada; bedenlenmemizden, yani doğduğumuz andan itibaren fiziki alem bizim test alanımız... duygularımızı, düşüncelerimizi uygulayıp neticelerinden alacağımız dersler.... kısaca ifade etmek gerekirse, fiziki alem bize tekamül için tahsis edilmiş bir oyun alanı....
Oyununu oyna, defalarca oyna ama sonunda bu oyunu niye oynadığını anlamaya çalış.... ben bu dünyaya neden geldim?
Bugüne kadar yaşadığım ve kalan ömrümde yaşayacağım güzel ve çirkin, iyi veya kötü şeyler bana ne vermek istiyor, bunun sonunda ne öğreneceğim, ne öğrenmeliyim?
Bakın ozan "Kah ağlaya, kah güle" derken yine ne güzel anlatmış düalite denen kavramı... ruhsal tekamülün özünü oluşturan ana unsuru, düaliteyi...
Ruhsal dünyaya ilgi duyan ve bu dünyaya kapıyı aralayan kişiler artık biliyor ki; ruh ve beden birbirine muhtaç ve ayrılmaz bir ikili.
Ruhun bedene üflenmesi ile başlayan ve fiziki alemi terk ile, yani ölümle noktalanan süreçte, beden fiziksel gelişim için ruhu, ruh da tekamül için bedeni kullanıyor.
Adım, adım tekamül.... uzun ve ince bir yol... başarılması öyle çok kolay da olamayan bir yolculuk...
Yalnız başınıza yaptığınız zorlu bir yolculuk... yol boyu yanınızda olan tüm kişi ve nesneler unutmayın ki, yaşam senaryonuzun sahne dekorundan öte şeyler değil.
Unutmayın, oyunun senaryosu sizin için yazıldı, daha da ötesi senaryoyu yazan sizsiniz. Her şey sizin tekamülünüz için, bir önceki yaşamda başaramadığınız eksik kalan yönleri telafi etmek ve onları aşmak için alacağınız bir imtihan olarak düşünebilirsiniz.
Tüm yaşamda gördüğünüz ve yaşadıklarınız tekamül yolunda gereklilikler, olmaz ise olmazlar ve yaşam senaryosunun gereği...
Öncelikle yolun uzun, ince ve zor olduğunu baştan içimize sindireceğiz ki, bıkmadan usanmadan yol alabilelim. Sonrasında yolun sonunda ulaşacağımız menzilin ne olduğunu anlamaya çalışacağız, nereye gidiyoruz, hedef nedir?
Yolun sonunda nereye ulaşmak istiyorum?
Bütün bu soruları soran ve cevaplayacak olan sizsiniz, tek başınıza bulacaksınız tüm soruların cevabını...
Yani, senaryonun öznesi de, yaşayan da ve yolun sonunda yaşadıklarınızı ölçen de siz olacaksınız.
Ruhsal tekamül için çokça söylenen bir şey vardır. Aslında, o söylenen şey, tekamül yolundaki en önemli yardımcı, yol göstericidir. "Kendini tanı, kendini bil"
Gündüz ve gece süren uzun, ince yoldaki ruhsal yolculuğunuzda kendinizi tanımaya ve anlamaya çalışın.
Anlamaya çalışın ki, yolunuzun geri kalan kısmını güzel ve keyifli geçirebilesiniz...... anlamaya çalışın ki, arzu ettiğiniz menzile ulaşabilesiniz...
Yaşamın gelip geçici olduğunu ve sahip olduklarımız ve sevdiklerimizi bir gün arkanızda bırakmak gerektiğini her an aklınızda tutarak, zamanı en iyi şekilde kullanın...
Yaşamın kıymetini daha iyi bilip, kendinizi aşın ve ruhun tekamül yolculuğunda daha ileri noktalara gidin... gidin ki, menzile biraz daha yaklaşabilesiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder