Beden dışı deneyim aslında insanlık tarihinin başlangıcından bu tarafa, insan denen varlığın yaşadığı, ancak farkına varanların sayısının son yıllarda arttığı bir kavram, bir fenomendir.
Eminim ki, aranızda "Acaba neden son yıllarda bu farkındalık arttı?" diye soranlar vardır.
Bunun sebebi daha önceki yazılarımda bahsettiğim gibi, insanlığın bulunduğumuz dönem itibariyle artık altın çağ başlangıcının içinde olmasıdır. Gerek, maddi dünyada teknolojide yaşanan ilerleme ve sanal dünya ile tanışmamız, gerekse ruhsal dünyamızda yaşadıklarımızın farkına varmamız ve kabullenmemiz bunun en önemli göstergesidir diyebiliriz..
Nerede ise 300000 yıldan fazla, ilkel insandan bu günkü insan formuna dönüşmemiz binlerce yaşamı kapsadı. Sanırım, ruhun fiziksel bedende öğrenecek bir şeyi kalmayıp, süptil boyuta geçebilmesi için de çok zaman geçecek ve işte bugün yaşadıklarımız o sürecin tam da kendisidir.
Ancak, zaman kavramının izafi olmasıyla birlikte, yine de bizim algımızla bu sürecin çok kısa bir süre olmayacağı da aşikardır.
Beden dışı deneyim, (OBE, Out of Body Exprience) literatürde "Astral seyahat", "Astral Projeksiyon", "Şuur Projeksiyonu", "Lüsid Rüya" olarak da adlandırılabilir. Bizim kültürümüzde de bulunan, "Tayyi Mekan" yani mekanı aşarak bir anda farklı yerlerde görülebilmek denen şey de, aslında bütün bu saydığımız kavramların bir başka ifadesidir.
Peki, Beden Dışı Deneyim nedir?
Beden dışı deneyim insan denen varlığın ruh ve beden ilişkisini en iyi açıklayan ve gösteren bir olgudur. Aslında, hepimizin gerçekleştirebileceği, hatta yaşadığı bir şeydir.
Beden dışı deneyim, (OBE, Out of Body Exprience) literatürde "Astral seyahat", "Astral Projeksiyon", "Şuur Projeksiyonu", "Lüsid Rüya" olarak da adlandırılabilir. Bizim kültürümüzde de bulunan, "Tayyi Mekan" yani mekanı aşarak bir anda farklı yerlerde görülebilmek denen şey de, aslında bütün bu saydığımız kavramların bir başka ifadesidir.
Peki, Beden Dışı Deneyim nedir?
Beden dışı deneyim insan denen varlığın ruh ve beden ilişkisini en iyi açıklayan ve gösteren bir olgudur. Aslında, hepimizin gerçekleştirebileceği, hatta yaşadığı bir şeydir.
Öncelikle, beden dışı deneyimi daha iyi açıklayabilmek adına, ruh ve beden ilişkisini hatırlayalım.
Dünya aleminde bulunmamızın yegane sebebi ruhun tekamül edebilmesi ve bunu gerçekleştirebilmek için yaşam denen süreçte ruhun bedeni ve maddeyi kullanması olarak açıklayabiliriz.
(Bu konuda dualite ve tekamül başlıklı yazılarımda detaylı açıklamalar yapmıştım. Bu açıklamalara kısa bir atıf yapacak olursak; aslında gördüğümüz ve göremediğimiz her şeyin bir enerji olduğu ve enerjinin farklı formlarında bulunduğunu,ruhun da tekamülü için bir beden seçip, o bedende seçtiği yaşam senaryosunu canlandırmak için bedeni ve çevresindeki tüm maddeleri kullandığını anlatmaya çalışmıştım)
Demek ki, beden ve ruh aslında bir gibi görülen ama gerçekte tamamen farklı şeylerdir.
Ruh bedende belirlenmiş bir dönem için, sanki bir misafir gibi bulunan, tekamülü yolunda yaşamak istediği tüm hareketler ve deneyimleri için onu kullanan ve sonunda vakti geldiğinde yani yaşam senaryosu bittiğinde, bedenden ayrılıp başka bir boyuta geçen bir enerji formudur.
Dolayısı ile bizlerin ölüm diye adlandırdığı şey sadece beden için geçerli ve ruhumuz başka bir boyuta geçip sonsuz diye tabir edeceğimiz zaman sürecinde evrimine devam ediyor.
Ancak, burada çok önemli bir nokta var; beden dışı denen deneyimi aslında bir çok kişi gerçek hayatta yaşıyor ama maalesef anlamlandıramıyor.
Özellikle uyku sırasında ve uykunun Rem bölümünde yaşadığımız ve deneyimlediğimiz bir şeydir, beden dışı deneyim. İşte bazı insanlar bunu nerede ise günlük yaşamın bir parçası olarak ve bilerek deneyimlemekte, yaşamlarının bir gerçeği ve parçası haline getirmektedirler.
Konuyu biraz daha açacak olursak;
Beden dışı deneyimde yapılan şey ruhumuzun yani bedene canlılık veren enerjimizin belli bir süre bedenden ayrılması ve sonrasında tekrar bedene bağlanmasıdır. Aslında bedenle ruh tamamen ayrılmamışlardır, zira ruhun bedenden tamamen ayrılması yukarıda söylediğim gibi ölüm dediğimiz hadisenin gerçekleşmesidir.
Beden dışı deneyimde yapılan şey ruhumuzun yani bedene canlılık veren enerjimizin belli bir süre bedenden ayrılması ve sonrasında tekrar bedene bağlanmasıdır. Aslında bedenle ruh tamamen ayrılmamışlardır, zira ruhun bedenden tamamen ayrılması yukarıda söylediğim gibi ölüm dediğimiz hadisenin gerçekleşmesidir.
Beden dışı deneyimde ruh bedene "Gümüş Kordon" diye tabir edilen bir enerji bağı ile bağlıdır.
Beden dışı deneyim yaşayan kişiler etrafındaki nesneleri görür, farklı mekanlara gidebilir. Varlığın bulunduğu durum itibariyle yani süptil bir halde olmasından dolayı bulunduğu ortamı değiştirmesi çok kolaydır.
Özetleyecek olursak Beden dışı deneyim, ruhun bulunduğu bedenden ayrılıp, bilinçli olarak gerçekleştirdiği seyahat ve deneyimdir.
Zaman ve mekan kavramı olmayan bu yolculuk sonucunda ruh bedene geri döner ve beden uyandığında konuda bilgisi olmayan kişiler, sanki normal bir rüya görmüş gibi uykularından uyanırlar.
Ancak, bizler için esas önemli olan kendi irademizle bunu gerçekleştirebilir olabilmemizdir. Bunun da yolu aslında çok basittir, tek yapacağımız şey biraz gayret sarf etmek ve pratik yapmaktan geçmektedir.
Beden dışı deneyim yaşayan kişiler etrafındaki nesneleri görür, farklı mekanlara gidebilir. Varlığın bulunduğu durum itibariyle yani süptil bir halde olmasından dolayı bulunduğu ortamı değiştirmesi çok kolaydır.
Özetleyecek olursak Beden dışı deneyim, ruhun bulunduğu bedenden ayrılıp, bilinçli olarak gerçekleştirdiği seyahat ve deneyimdir.
Zaman ve mekan kavramı olmayan bu yolculuk sonucunda ruh bedene geri döner ve beden uyandığında konuda bilgisi olmayan kişiler, sanki normal bir rüya görmüş gibi uykularından uyanırlar.
Ancak, bizler için esas önemli olan kendi irademizle bunu gerçekleştirebilir olabilmemizdir. Bunun da yolu aslında çok basittir, tek yapacağımız şey biraz gayret sarf etmek ve pratik yapmaktan geçmektedir.
Bu konuda çalışmalar yapan bir çok yazar ve araştırmacı bulunmaktadır. Bunların en önemlisi Waldo Vieira'dır ki, kendisi bu deneyimleri 9 yaşından itibaren yaşamış birisidir. 2015 yılında vefat ettiğinde, arkasında yüzlerce makale,18 kitap yayınlamıştır. 63.000 den fazla bilinç ve beden dışı deneyim üzerine çalışması olup bu konuda dünyadaki en büyük kütüphanenin de sahibidir.
Tabii ki, bu konuda araştırma yapan sadece Vieira değildir, onun dışında bir çok araştırmacı ve bilim insanı da çalışmalar yapmıştır.
Bunlar arasında Nanci Trivellato, Wagner Alegretti, Robert Crookall, Hornell Hart, Susan Blackmore, Stephen LaBerge, Dr. John Palmer, Charls Tart gibi araştırmacı ve bilim insanlarını sayabiliriz. Bütün bu saydığım araştırmacılar dışında yüzlerce başka örnek vermek mümkündür. Kısaca söylemek gerekirse, 1970'lerden günümüze bu konuda çok ciddi bilimsel çalışmalar yapılmaktadır.
Yazının başlangıcında beden dışı deneyim için bir fenomen, bir olgu olduğunu söylemiştim. Felsefede fenomen somut, algılanabilir ve denenebilir olay ve nesne olarak tarif edilmektedir, yani fenomen; nesne, olay ya da sürecin nesnel gerçekliğini vurgulayan bir ifadedir. yani kişiye özgü olmayan, tamamen kanıtlanabilir yargılardır.
Dolayısı ile beden dışı deneyim denen şeyi bir hurafe gibi görmemek gerekir. Hayatın bir gerçeği, yaşanabilen ve tekrar edilebilen bir şeydir.
Maalesef bazı bilim insanları ve materyalist düşünceye sahip kişiler, bu konuya halen şüpheyle yaklaşmaktadır. Kanaatimce bu tamamen ön yargıdan kaynaklanmaktadır.
Artık, böyle düşünen bilim insanlarının da düşüncelerini değiştirmesi gerekir. Varlığı bir çok kişi tarafından kabul görmüş, yaşamın bir gerçeği olan nesnel bir şeyi yok saymak yerine, bunun nasıl olduğu sorusuna cevap aramaları daha doğru olur kanaatindeyim.
Acaba beden dışı deneyim nasıl yaşanır, teknikleri nedir? gibi bir çok soru aklımıza gelmektedir.
Beden dışı deneyim yaşamanın en kolay yolu uyku sırasında yapılanıdır. Bu konuda tecrübe sahibi kişiler en azından bunun böyle olduğunu söylemektedirler.
Tabii ki, uyku dışında, meditasyon yoluyla veya rastgele yaşanan örnekler çoktur ama en azından uyku sırasında yaşanan tecrübe bir çoğumuz için olmuştur.
İşte gelecek yazımda beden dışı deneyim yaşadığımız Lüsid rüyalardan ve bunun dışında öğrenebileceğimiz bazı basit tekniklerle, beden dışı deneyimi nasıl yaşayabileceğimizi anlatmaya çalışacağım.
Acaba beden dışı deneyim nasıl yaşanır, teknikleri nedir? gibi bir çok soru aklımıza gelmektedir.
Beden dışı deneyim yaşamanın en kolay yolu uyku sırasında yapılanıdır. Bu konuda tecrübe sahibi kişiler en azından bunun böyle olduğunu söylemektedirler.
Tabii ki, uyku dışında, meditasyon yoluyla veya rastgele yaşanan örnekler çoktur ama en azından uyku sırasında yaşanan tecrübe bir çoğumuz için olmuştur.
İşte gelecek yazımda beden dışı deneyim yaşadığımız Lüsid rüyalardan ve bunun dışında öğrenebileceğimiz bazı basit tekniklerle, beden dışı deneyimi nasıl yaşayabileceğimizi anlatmaya çalışacağım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder